Kutlu Olan 23 Nisan


Giriş Sayfası Duygusal ve Bireysel Genel Temalar Fikir ve Elestiri Makaleler


 

“Kutlu (olan) Doğum Haftası” Değil, Kutlu (olan) “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”

 

(17 Mart 2009)

 

Çocukluğumu hatırlıyorum... Yağmursuz bir tek 23 Nisan olmamıştı. Son üç sene bando ekibinde, öncelerinde ise jimnastik ekibinde katıldığım 23 Nisan çoşkusunu hatırlıyorum... 23 Nisan Sabah’ları, Kemal’in bizlere armağan ettiği bayramı kutlayacak olmanın heyecanıyla yataktan fırlayarak uyandığımı, kıyafetlerimi itinayla giydiğimi... Okul bandolarının sesleri caddelerde yankılanırken; bizlere camlardan, balkonlardan el sallayan ağabeyleri, ablaları, amcaları, teyzeleri...

Son birkaç senedir bir gariplik var 23 Nisan’larda. Bizler, milli bir bayramın haklı gururu ile yetiştirilirken; bugünkü çocukların bir kısmı ise kendi bayramlarında postmodern dini kutlamalara zorlanıyorlar, “Kutlu Doğum Haftası” adı altında. Tüm stadyumlarda renk cümbüşü, şölen havasında “Ulusal Egemenlik Bayramı” kutlanırken, günler öncesinden aynı günü işaret eden ve çocukları kapsayan dini etkinlik afişleri de deklare ettikleri organizasyonları gerçekleştiriyor aynı gün. Burada, “Kutlu Doğum Haftası”’nı konuşmaya başlamadan önce akla gelen ilk soru ise ister istemez şu oluyor: “Kutlu Doğum Haftası’nın 23 Nisan’a denk gelen günü “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” iken, tüm çocukların bu bayramı kutlamaları sağlanmak yerine, neden bazı çocuklar -kullanılarak- dini etkinliklerde görevlendirliyor?” Elbette ki çocuklarımıza, inandığımız değerleri aşılayacağız ama onların bayramında, onları bayramlarından bağımsız bir konuya sevketmek, onları kullanmak ve onlar üzerinden de birtakım değerleri istismar etmek değil midir?

Christmas’ı kutlamayı tamamiyle yanlış bulan zümrelerin, son 20 yıldır kutlayarak kendileriyle çeliştikleri “Kutlu Doğum Haftası”, 1989’da Diyanet İşleri Başkanlığı’nca 21 Nisan’ın içinde olduğu hafta olarak belirlenmiş ve ülkemiz çapında bu şekilde bir mana ile yüklenmiştir. Bütün İslam ülkelerini bilmemekle beraber, bizim ülkemiz dışında da islam ülkelerinin birçoğunda böyle bir hafta kutlanmamaktadır. Tüm bunların yanısıra, dini günler Miladi değil Hicri takvime göre belirlenirken, Peygamber Efendimiz’in doğduğu gün neden Miladi Takvim’e göre sabitlenmiştir? Oysa, Hicri Takvim, her sene Miladi Takvime göre on gün kadar geriler. Nazarımda safsatadan ibaret olan “Kutlu Doğum Haftası”’nın tarihleri de her zaman, Mevlid Kandili olarak da bilinen Hz. Muhammed’in doğmuş olduğu gün olan Hicrî Rebiul-evvel ayının onikinci gecesi ile çakışmamaktadır. 89’larda kabul edilmişti, 92-97’ler arasında bizler ilkokul çocuğuyduk ve bizim zamanımızda bizleri böyle bir hafta için bizim günümüzde kullanmayı bırakın, hafta boyunca bile kullanmazlardı; son yıllarda her sene daha da artan istismarın sistematik ve kasıtlı olduğunu düşünmemek de haliyle zorlaşmaktadır.

Büyük çoğunluğu müslüman bireylerden oluşan bir toplum olarak, dini ehemmiyeti olan günleri zaten resmi kurumlarımızı bile tatil ederek kutlamaktayız ama “Kutlu Doğum Haftası”’nın tarihi süreci bellidir ve herhangi bir şekilde dini bir mesnedi yoktur. Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş de aynı konuyla ilgili şunları söylüyor: Ramazan ayı, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı günleri Kur’ân ile sabittir (Bakara: 185-197-203, Fecr: 1-2). Kur’ân’la belirlenmiş olan bu günleri kimse değiştiremez. Ama Kutlu Doğum veya Mevlit Kandili gibi kutlamalar uydurmadır, bid’attır. Bunlara dini gün demek de aslında doğru değildir. Bir şeyin dini olması için ya Kur’ân’da ya da Peygamber sünnetinde belirlenmiş olması gerekir. Bu kutlamaların ne Kur’ân’da ne de sünnette yeri vardır. Peygamberimiz dine sokulan uydurmaların sapıklık olduğunu söylemiştir. Eskilerden kalma Mevlit Kandili kutlamaları Hicri takvime göre yapılırdı. Bu da Rebiülevvel ayının 12. gecesidir. O zaten yapılıyor ama bir de Diyanet İşleri Başkanlığı, takriben 20 yıldan beri “Kutlu Doğum Haftası” diye bir hafta ihdas etti.1

Sonuç itibari ile, yirmi yıldır kutlanan bu “hafta”, son birkaç yıldır amacından git gide sapmaktadır. “Christmas kutlamak haramdır ve Hristiyan alemi günah işlemektedir.” diyecek ve “Kutlu Doğum Haftası” kutlayarak kendinle çelişeceksin; kokoca bir haftada tam tamına yedi ayrı gün varken, en yoğun ve direkt çocukların kullanıldığı etkiliklerini 22 Nisan’a değil, 24 Nisan’a değil 23 Nisan’a denk getireceksin ve sonra insanlardan bütün bunların masum olduğuna inanmasını bekleyeceksin(?) Sanırım, en büyük çelişki de bu beklenti olur. Tüm bunlara istinaden, “Kutlu Doğum Haftası” istifadecilerinin istismarcı emellerine alet olunmamalı. “KUTLU” olan bir doğum haftası yoktur. Milli bayramımız olan “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” KUTLU olsun...

 

                                                                                                                         Emre Utku ÖZEN

 

1- http://haber.vatanim.com.tr/haberdetay.asp?Newsid=177482&Categoryid=4