Köşe Yazısı Tadında


Giriş Sayfası Duygusal ve Bireysel Genel Temalar Fikir ve Elestiri Makaleler


 

KÖŞE YAZISI TADINDA

 

Mazlum imajı, duygusal bireylerden oluşan toplumlarda her zaman ayrı bir ihtimam ve ilgi görmüştür. Haliyle “mazlum”luk bizim gibi toplumlarda zaaf olduğundan ve siyasilerce, “zaaf istismarı” yöntemi benimsendiğinden; çok güzel bir şekilde, ülkede dilenen at koşturulmaktadır. Hele bir de kötü anılardan ötürü “asker” korkusu olan bir toplumda hem bu korkuyu kullanarak hem de mazlum imajına bürünerek yapılan siyasetse su götürmez bir şekilde işe yaramaktadır.

Malum, Türk toplumu en çok TSK’ye güvenir, güvenir de güvendiği kadar da siyasetten uzak olmasını ister. Son zamanlarda, din istismarının klişeleştiğini gören bazı kesimlerse halkı kendilerinden yana tutmak için asker’i kendilerine karşı tutum içinde, kendilerini ise bu tutum karşısında çaresiz gibi göstermeye çalışarak bir taşla iki kuş vurmuş olmaktadırlar. Nasıl mı? Ivır zıvır belgeleri gündeme getirerek ve neredeyse son bir senedir asker’i gündemden düşürmeyerek “asker hükümetin karşısında” gibi gösterip, TSK’nin siyasete müdahale içinde olduğu izlenimi yaratarak, halkın istemediği durum, mevcutmuş gibi gösterip asker’i yıpratırken; bir yandan “asker bizi istemiyor, bize müdahale edecek” imajı çizip “mazlum imajı”na bürünerek kamuoyu karşısında destek toplamaya çalışmaktadır.

ErgeneKON’la muhalif herkese KONan bazı kesimler, yarattıkları kaosta büyük bir propagandayla TSK’yi ve diğer birçok kurumu zedelerken, aslında farkında olmadan Türkiye Cumhuriyeti kurum ve kuruluşlarının bütünlüğünü de zedelemektedirler. Hele de bu durumun baş gösterdiği “zaman(?)”dan beri, bu duruma “taraf(?)” olmakla kalmayıp bir de ortalığı daha da karıştırmak amacıyla halkta kin ve nefret duyguları oluşturmaya çalışan, kimlere hizmet ettiği belirsiz basın-yayın kuruluşları aracılığı ile gerginlik daha da tırmandırılmak istenmektedir.

Türkiye, 50’lerden beri asker üzerinden oyun oynanmasına alışmış bir ülke olduğundan olsa gerek, yine bazı zümreler, siyaseti TSK üzerinden karalayıcı ve yıpratıcı propagandalarla yürütme çabasındadır. Lakin, bu senaryoya aşina olan toplum, muhtemelen bu defa kendine biçilmiş rolü oynamayı reddedecektir. Hatırlamak gerekirse, Evren de bir zamanlar yakışık almaz bir dikta ile korku toplumu oluşturmakla kalmamış, “çatışma sırasında hayatını kaybetti” mavrasıyla binlerce kişinin sorgu ve gözaltılarda ölmesine sebep olmuş ancak bugünlerde ise 29 sene evveli dahi olsa da yaptıklarından ötürü kamuoyu karşısında meclis düzeyinde töhmet altında kalmıştır. O nedenle, bilinmelidir ki; baki olan devlet kurum ve kuruluşlarını karalayarak siyaset yapmaya çalışan gelip geçici kişiler; er ya da geç kamuoyu karşısında, bu yakışık almaz biçemlerinden ötürü töhmet altında kalacaklardır.

 

                                                                                                                                   Emre Utku ÖZEN