Okuduklarım, Dinlediklerim  (Şubat 2018)           Taner Derbentli

            
Büyük dedem (annemin dedesi) Dr. Abdullah Cevdet, 1869' da Arapgir' de doğmuş, 1932' de İstanbul'da ölmüş. Göz doktoru olmanın yanısıra, şair, yazar, gazeteci ve düşünürdür. Yaşamı, Padişah 2. Abdülhamit' in baskıcı yönetimine muhalefet ve Osmanlı (Türk) halkının ve Müslümanların çağdaş yaşam değerlerine kavuşması için çalışmakla geçmiştir. Bu amaçla kitaplar çevirmiş, İçtihad Yayınevi’ ni kurmuş ve süreli bir yayın olarak İçtihad Dergisini 1904 yılından ölümüne dek yayımlamıştır. Bu derginin toplam 358 sayısı vardır. İçtihad Dergisi zamanının yazarları, düşünürleri için düşüncelerini tartışabildikleri bir tartışma ortamı (forum) oluşturmuş, Dr. Abdullah Cevdet’ de her sayıya yazdığı makalelerle katkıda bulunmuştur. Ne yazık ki bu makalelerin hemen tümü Osmanlıca ve eski yazıyla yazıldığından, okumak ve anlamak çok zordur. Emekli olmadan önce, kafamda kurduğum projelerden biri de Osmanlıca öğrenmek ve İçtihad’ dan bazı makaleleri günümüz Türkçesi ile yeniden yayımlamaktı.
    
Yaklaşık altı ay önce Medipol Üniversitesi araştırma görevlilerinden Musab Şahin’ den, Dr. Mustafa Gündüz’ ün, benim düşündüğüm türde bir çalışma yaptığını ve İçtihad dergisinden bazı makaleleri günümüz Türkçesi ile yayımladığını sevinçle öğrendim. Kitap, “İçtihad’ ın İçtihadı” başlığıyla Lotus Yayınevi tarafından 2008 yılında yayımlanmış. Hemen bu kitaptan beş adet aldım ve geçtiğimiz aylarda okudum. Dr. Abdullah Cevdet’ in, eğitim, kadın hakları, tarım, ekonomi, kamusal hijyen ve diğer birçok toplumsal soruna korkusuzca eğildiğini gördüm. Dr. Abdullah Cevdet’ in tarımı geliştirmek için Balkan Ülkeleri, Macaristan ve İtalya’ dan göçmen getirilmesi önerisini, dinci çevrelerin saptırarak, “bu adam din düşmanı, damızlık ithal etmemizi istiyor” biçiminde yorumlaması, kitap da ayrıca tartışılan konulardan biri. Hatırlarsanız birkaç yıl önce Melih Gökçek, Ankara’da Dr. Abdullah Cevdet Sokağının adını değiştirmek için bu gerekçeyi kullanmıştı. Üzülerek gözlemlediğim bir konu da, yüz yıl önce tartışılan konuların hala toplumsal sorun olmayı sürdürmesi.
    
Aşağıda Dr. Abdullah Cevdet' in Karlı Dağdan Ses adlı kitabından bir şiire yer veriyorum :
    
OK VE GÖĞSÜM
Bin göğs olurum da okla mecruh,
Bir göğsü nişan alan ok olmam,
İçmem su susuzların elinden,
Açlar arasında ben tok olmam.
    
Bu ay daha çok Rachmaninof’ un piyano konçertolarını yeniden dinleme olanağı buldum. Bu arada geçen aylarda sözünü ettiğim Piyano filminden “The heart asks for pleasure” ve şu sıralarda TV dizisi olarak gösterilen Meryem dizisinin, Kıraç tarafından seslendirilen “Hasret” adlı müziği de hoşlandığım eserler oldu.