Geçen Aydan Kalanlar         Taner Derbentli

            
YAŞLILIK         (13 Ocak 2015)     
    
Eylül ayından bu yana ‘geçen haftadan kalanlar’ yazılarıma ara verdim. Bunun nedeni önemli bir rahatsızlık geçirmiş olmam. Bir buçuk ay kadar okuldan uzakta kaldım ve hareketliliğim son üç buçuk aydır epey kısıtlandı. Her gün birkaç kilometre yürüyen, önemli bir sağlık problemi olmayan bir insan için zor bir durum.
    
İnsan nedense yaşlılığı ve ölümü kendinden hep uzakta görür. İnsan ne zaman yaşlanır? Bu soru farklı biçimlerde yanıtlanabilir. Ortalama insan ömrü 80 yıl olarak alınırsa, bunun dörtte birine karşılık gelen 60-80 yaşları arasındaki bölümünü ben yaşlılık olarak tanımlıyorum. Altmış yaşından sonra insanın fiziksel gücünde azalmalar baş gösterir. Gözleri zayıflar, duyması ağırlaşır, sağında solunda ağrılar peydahlanır ve benzeri. Genellikle önemli sağlık problemlerinin ortaya çıktığı yıllar da bu yıllardır. Ancak doğa her canlıya eşit davranmaz, kimileri sağlıklarını ve zindeliklerini uzun yıllar büyük ölçüde korurken, kimi de bu konuda çok şanslı değildir. Ben bu farklılığı en çok hizmette 30, 40 yıl gibi törenlerde gözlemişimdir. Bunun nedenleri üzerinde düşünülebilir. Genler, yaşam zorlukları, insanın yaşama bakışı, spor yapması, bedenini sağlıklı tutmak için özen göstermesi gibi birçok neden sayılabilir. Ama dış görünüş ne olursa olsun, yaşlılık bir gerçektir. “İnsan hissettiği kadar gençtir” gibi sözler ise kanımca bir avunmadan öteye gidemez. Ama insan yaşlılığını güzel geçirmek için çabalayabilir, elinden geleni yapabilir, bu çabaya saygı duymak gerekir. 80 yaşının üzerinde olan, ancak bedensel ve zihinsel güçleri büyük ölçüde yerinde olan insanlar da gördüm. Ben bunlara anıt insanlar diyorum. Örnek mi ? Hıfzı Topuz, Doğan Kuban.
    
Ölüm? Bu soruyu da yanıtlamak gerek. Ölüm kanımca hiçbir şeydir. Yaşamın sonuna konan bir nokta. İnsanın ne zaman karşısına çıkacağı belli olmaz. Belki “takdiri İlahi” demek en doğrusu. Bir de Yunus Emre’ nin dizelerini hatırlamamak olası mı ?
    
Bu dünyada bir nesneye yanar içim, göynür gözüm,
Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi.
    
Yiğitliğin yaşını da varın siz koyun.