Geçen Aydan Kalanlar         Taner Derbentli

            
Müzik    (22 Ocak 2024)     
    
Müzik yaşamımın hep bir parçası oldu. Diyarbakır’ da ilkokul eğitimim sırasında Erdoğan öğretmenimden mandolin dersleri aldım, öğretmenim beni koroya da aldı. Koroda söylediğimiz “Yine bir gülnihal” şarkısı beni etkileyen şarkılardandır. Yatılı ortaokula başlayınca Necdet öğretmenimin orgda çaldığı parçaları dinler, ben de çalmak isterdim. “Hış hışı hançer” türküsü o günlerden aklımda kalan ve arasıra piyanoda gözyaşlarıyla çaldığım bir parçadır. 12 yaşında Samsun’ a taşındığımızda dedemin babama verdiği piyanoyla tanıştım. Babam bu piyanoda kendince birşeyler çalardı. Mübadele sırasında bir Rum ailesinden kalan bir piyano olmalı. Ne zaman hatırlasam, kim bıraktı diye hüzünlenirim. Kısa bir süre piyano dersleri aldım. Üç yıl sonra da Kanada’ ya göç ettik. Lise eğitimim sırasında, hastane mutfağında çalışarak biriktirdiğim paralarla bir piyano aldım. O tarihten sonra hep bir piyanom oldu, 24 yaşında Türkiye’ ye döndüğümde de ilk yaptığım işlerden biri piyano almak oldu. Ayırabildiğim zaman kadar kendi kendime piyano öğrenmeye, çalmaya çalıştım. Varabildiğim nokta Bach’ ın orta düzey zorlukta prelüdleri, fügleri ve diğer bestecilerin kolay parçaları ve kendi düzenlemelerimle çaldığım türküler oldu. Tabii bu süre içinde klasik batı müziğine merak saldım ve sıklıkla dinledim. Ama aynı zamanda Aşık Veysel’ in türküleri başta olmak üzere türkülerimizi de hep sevdim, onları elimden geldiğince piyanoda çalmaya çalıştım.
    
Müzik sonsuz bir kaynaktır. İnsanın içini sevinçle, huzurla dolduran, duygulandıran sonsuz bir kaynak. Sonsuz olmasının nedeni insanın her gün yeni bir müzik yapıtı ile tanışabilmesidir. Başlangıçta Bach, Mozart, Beethoven, Handel, Schuman, Schubert, Tchaikovsky, Sibelius, Grieg, Debussy, Faure, Saint Sans, Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin’ in yapıtları ile başlayan ile başlayan kendi serüvenim sonradan Vaughan Williams, Respighi, Rameau, Scarlatti, Hadzibekov, Domeniconi, Ferit Tüzün, Adnan Saygun, Fazıl Say ile sürdü. Bu süre içinde Aşık Veysel, Neşet Ertaş, Mehmet Cem Tuncer’ in güzel türküleri ile tanıştım.

Müzik aynı zamanda yüksek teknik gerektiren bir uğraştır. Bir enstrümanı çalabilmek için uzun yıllar sabırla çalışmak gerekir. Orkestra, her biri farklı bir çalgı çalan birçok insanın birarada uyumla çalıştığı, bana göre olağanüstü bir oluşumdur. Böyle büyük bir topluluğun uyum içinde çalabilmesi sadece orkestrayı yöneten şefin değil tek tek tüm orkestra elemanlarının çabaları sonucudur.
    
Son olarak müzisyenler hakkında birşeyler söylemek isterim. Bu insanların bir bölümü müziğin meze olduğu ortamlarda çalarlar, kazançları çoğu kez orta düzeydedir. Ne zaman bir müzisyenle karşılaşsam onlara hem saygı, hem sevgi hem de içten bir yakınlık duyarak yaklaşırım.     

       Geçen aydan kalanlardan bir seçki :
       Atatürk                 Çağdaş Olmak       Yaz                         İnsanlık Sevinci                                  Yaşlılık                 İki Kent
       Göç                        Rektör                 Mektup                   Mezuniyet Töreni- Darbe Girişimi       Ortaköy               Biriktirme
       Kentlerimiz            Kökler                 Sona Ermek             Değişim                                               Yorum                  İktisat
       Seçimler                İnsanlar              Beyin Göçü               19 Mayıs                                              Eylül                    Yeni Yıl
       Pandemi 1               Pandemi 2           Dünyanın Sınırları    Abdurahman Kılıç                                 Yaşam Ölüm         Cumhuriyetin 100. Yılı