ÇINGIRAK

 

Bir varmış, bir yokmuş.  Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde çıngırağı olan bir çocuk yaşarmış.  Çıngırağı çocuğa anası yaşgünü hediyesi olarak vermiş.  Çocuk da buna çok sevinmiş. 

 

Çocuk bir bahçeye girmiş ve çıngırağı bir ağacın dallarına bağlamayı düşünmüş.  Böylece rüzgar estikçe çıngırağın müziği duyulacakmış.  Çocuk çıngırağı bahçedeki en güzel ağacın dallarına bağlamış.  Ama o zaman ağaç dallarını kaldırmış ve çocuk çıngırağına erişemez olmuş.

 

- “Güzel ağaç”, demiş çocuk, dallarını eğ ki çıngırağımı alabileyim.”

 

- “Hayır”, demiş ağaç, “çıngırak şimdi benim oldu.”

 

- “Ağacım lütfen; dallarını eğ de çıngırağımı alabileyim.  Çünkü eğer

    eğmezsen baltaya gideceğim ve gelip seni kesmesini isteyeceğim.”

 

demiş çocuk.

 

Yine “hayır!” demiş ağaç.

 

O zaman çocuk baltaya gidip demiş ki:

 

- “Lütfen balta, gel de dallarını eğmeyen ağacı çıngırağımı geri alabilmem

    için kes.”

 

Balta cevap vermiş:

 

- “Beni rahat bırak; burada ne güzel oturuyorum.”

 

Çocuk ısrar etmiş:

 

- “Hadi gel balta.  Çünkü eğer gelmezsen ateşe gidip seni yakmasını

    isteyeceğim.”

 

- “Cevabım hayır” demiş balta.

 

O zaman çocuk ateşe gitmiş ve demiş ki:

 

- “Ateş, rica ederim, gel de çıngırağımı geri alabilmem için dallarını

  eğmeyen ağacı kesmeye gitmeyen baltayı yak.”

 

- “Şimdi yapamam.  İşim var”  demiş ateş.

 

- “Hadi gel ateş.  Çünkü eğer gelmezsen nehre gidip seni söndürmesini

    isteyeceğim.”

 

diye ısrar etmiş çocuk.

 

- “Hayır” diye cevap vermiş ateş.

 

Çocuk o zaman nehre gidip demiş ki:

 

- “Nehir rica ediyorum; gel de çıngırağımı almam için dallarını eğmeyen

    ağacı kesmeyen baltayı yakmaya gelmeyen ateşi söndür.”

 

- “Beni rahat bırak.  Yapmam gereken başka işler var”  demiş nehir.

 

- “Hadi gel nehir.  Çünkü eğer gelmezsen öküze gidip ondan seni içmesini

    isteyeceğim.”

 

- “Hayır” diye cevap vermiş nehir.

 

O zaman çocuk öküze gidip demiş ki:

 

- “Öküz, rica ederim, gel de çıngırağımı almam için dallarını eğmeyen ağacı

    kesmeyen baltayı yakmaya gelmeyen ateşi söndürmek istemeyen nehri

    iç.”

 

- “Yapamam.  Şimdi otluyorum”  demiş öküz.

 

- “Hadi gel öküz.  Çünkü eğer gelmezsen fareye gidip senin kulağından içeri

    girmesini isteyeceğim.”

 

demiş çocuk

 

- “Hayır” demiş öküz.

 

Çocuk o zaman fareye gitmiş ve demiş ki:

 

- “Fare, rica ederim, gel de çıngırağımı almam için dallarını eğmeyen ağacı

    kesmeyen baltayı yakmaya gelmeyen ateşi söndürmek istemeyen nehri

    içmeye yanaşmayan öküzün kulağından içeri gir.”

 

- “Beni rahat bırak.  Şimdi olmaz.”  demiş fare.

 

- “Fare, hadi gel.  Çünkü eğer gelmezsen gidip kediden seni yemesini

    isteyeceğim.”

 

demiş çocuk.

 

- “Hayır” diye cevap vermiş fare.

 

O zaman çocuk kediye gidip demiş ki:

 

- “Kedi, rica ediyorum, gel de çıngırağımı almam için dallarını eğmeyen ağacı

    kesmeyen baltayı yakmaya gelmeyen ateşi söndürmek istemeyen nehri

    içmeye yanaşmayan öküzün kulağından içeri girmeyi reddeden fareyi ye.”

 

- “Peki”

 

demiş kedi ve fareyi yemek için seğirtmiş.   Fare, kedinin önünden, öküzü bulup kulağından içeri girmek üzere koşturmuş.  Öküz can havliyle içmek için nehre koşmuş.  Nehir ateşi söndürmeye gitmiş.  Ateş baltayı yakmak için atılmış.  Balta ağacı kesmek için yola koyulmuş ve çocuk da böylece çıngırağına kavuşmuş.

 

 

˜